İş Analizi Birimleri

02 Aralık 2013 6024 0 İŞ ANALİZİ Fonksiyon360

1980’li yılların ortalarından sonra bilgisayarlar hayatımıza daha çok girmeye başladığı günlerde şekillenmeye başlayan iş analizi birimleri ki o zamanlar ismi iş analizi olarak anılmıyordu, süreç içinde organizasyonlar içinde çeşitli aşamalardan geçmiştir.

Analizin ve testin önemi ve gerekliliği yazılımın ilk başladığı günlerde tahmin edilebileceği üzere bugün olduğu kadar anlaşılamamıştır. Yazılımcı oturur en iyi ihtimalle yanına bir kullanıcı alır, sorular sorarak direk kodlamaya başlardı. Bu döneme Code and Go dönemi diyoruz. Yaşanan zorluklar ve sıkıntılar neticesinde analizin ve tabi sonrasında test yaklaşımlarının önemi kavrandı.

Bu süreç içinde 90’lı yıllarda sistem analistliği ve iş analistliği kavramları oturmaya ve yaygınlaşmaya başladı. Oturup yazılımı yapmadan önce, çözülmesi gereken sorunu ve yapılması gereken yazılımı baştan iyice bir düşünüp, tasarlamak gereği ortaya çıktı.

Tabi bütün bunlar aslında akademisyenler tarafından öngörülen hususlardı ancak bilginin iş ortamlarında yaygınlaşması için zaman gerekiyordu. Önce yazılımcılar analize soyundular. Ancak artan yazılım talebi ve her geçen gün gelişen sistemlerin teknik gereksinimlerine hakim olmak ihtiyacı ile birlikte zaman yetmemeye başladı. İş analizi kavramı böyle böyle piyasalarda kendine yer bulmaya başladı ve doğal olarak bu kadrolar şirketlerin bünyesinde oluşturuldu.
Organizasyonlar önce yeni başlayan bu insanları nereye oturtacaklarını bilemediler. İlk akıla gelen yazılımcıların yanına konumlandırmakdı. Bu şekilde de oldu. İş analistleri ve yazılım ekipleri hiyerarşide yeni bir kutu açılamadan birlikte aynı çatı altında çalışmaya başladılar. Fakat zamanla iş ve yazılım ortamlarında artan karmaşıklık, sayıları artan uzmanlık alanları ve dolaylı olarak artan insan kaynağı ihtiyacı ile birlikte aslında kariyer yolları birbirinden tamamen ayrı olan bu iki grubun bir arada durmasını zorlaştırdı.

Bu sürecin şöyle bir faydası vardı. Malumunuz günümüzde hemen her konu ancak ekip çalışması ile çözülebilecek bir karmaşıklık seviyesi ve yüke sahiptir. Bu da birlikte çalışma kültürünü içine sindirebilmeyi ve birlikte çalışırsak daha fazlasını elde ederiz bilincini bireylerin hazmetmiş olmasını gerektirir. Başlangıçta birlikte çalışan iş analistleri ve yazılımcılar işte bu onyıl kadar süren süreç boyunca bu disiplini kazandılar. Bir takım gibi birlikte hareket edebilme becerilerini geliştirdiler. Birbirlerini benimsedirler. Rakip olmadıklarını ekip olduklarını anladılar. 

Sonuçta kariyer yolları, organizasyonel ve yönetimsel ihtiyaçlar nedeniyle artık kendilerine organizasyonel hiyerarşi içinde ayrı bir yer isteyen iş analizi ekipleri ayrı birer kutu olarak tanımlanınca yaşanan bu tecrübeler nedeniyle gene yazılım ve iş analizi ekipleri geçmişte edindikleri birlikte çalışma kültürünü yeni organizasyon içinde de yaşatmayı becerebildiler. 

Ancak bu süreci yaşamamış bazı organizasyonlarda sadece dışarı bakarak ve birazda meseleyi özümsememiş ancak piyasadaki trendleri ezbere müşterilerine dikte eden danışmanlar nedeniyle birden bire iş analizi birimleri kurulmaya başlandığında sorunlar da başladı. Yazılım ve iş analizi ekipleri ayrı birer gezegen gibi kendi etraflarında dönmeye başladılar. Bu anlamda pek çok sorunlar ve verimsizlik yaşandı. Sorun başka yerlerde arandı, çoğu zaman etrafında dolaşıldı ancak meselenin özünün birlikte çalışmayı becerebilen bireyler olduğu çoğu zaman görmezden gelindi. Çözüm için her sene organizasyonu değiştirmeye çalışan kimi şirketler bir türlü istenilen verimi elde edemediler. Tabi bu da doğal olarak şirketlerin karlarına, verimliliklerine, rakabete sonuna kadar yansıdı. Hiç hoş olmayan tecrübeler ve zaman kayıpları yaşandı. Oysa yapılması gereken birbiri ile girdi ve çıktı ilişkisi olan ekipleri birlikte çalıştırabilmeyi başarmak, birbirlerinin yaptıkları işe saygı duymaları ve işi paylaşmaları adına ekip ruhuna katkı sağlamaktan başka bir şey değildi.

En kötü organizasyon bile çalışır. Verimsiz olabilir ama çalışır. Yeterki insanlar birlikte çalışmayı becerebilsinler. Zira mesele asla teknik değildir, mesele psikolojik ve sosyal paradigmaların değişmesidir. İnsanın olduğu heryerde bu esastır.

İLK YORUMU SİZ YAPIN!

YORUM YAP

YORUM YAPABİLMEK İÇİN ÜYE GİRİŞİ YAPMANIZ GEREKMEKTEDİR.

REFERANSLARIMIZDAN BAZILARI

Akçansa
Türk Telekom
Türk Hava Yolları
Maliye Bakanlığı

BLOGUMUZDAN YAZILAR

Yukarı Çık
BİZ SİZİ ARAYALIM